Ben Sedat Çağlak. Uzun zamandır tasarımın içinde, pikselin peşinde, deadline’ın tam kenarında duran biriyim. Görsel dünyayla ilk temasım bir logoylaydı — bir markanın henüz konuşamayan hâliyle. Sonra o logo hareket etmeye başladı, yerinde duramadı. Derken işler büyüdü; kutular, ekranlar, panolar, hatta bir gün dolmuşun üstü bile geldi kapımı çaldı.
Artık sadece “güzel görünen” değil, anlam taşıyan ve hangi platforma koyarsan koy iş gören işler üretmeye odaklıyım.
Grafik tasarım, hareketli görseller (motion design) ve web projeleri benim yaratıcı üçlüm. Her biriyle ayrı ayrı flört ediyorum ama hepsiyle ciddi düşünüyorum.
Tasarım tarafında, markaların kimliklerini sıfırdan kuruyorum. İlk izlenim dediğin şey logoda başlar ama orada bitmez. Renk paletlerinden ambalajlara, sosyal medya kurgularından araç giydirmelere kadar markaya bütünlüklü bir karakter kazandırıyorum. Estetik mi? Elbette. Ama her estetiğin arkasında hesaplı bir strateji var. Renklerin dili, boşlukların gücü, tipografinin matematiğiyle konuşurum.
Motion design cephesinde işler biraz daha… hızlı. Statik duran görselleri harekete geçirip, bir markanın hikâyesini saniyeler içinde unutulmaz kılmak kolay değil. After Effects’le geçen gecelerde gözüm timeline’da, elim kahvede olur.
“Animasyon kodsuz olmaz” diyenlere cevabım net: Hem animasyonu yaparım, hem mikrosaniye hesabıyla onu web’e entegre ederim. Estetik ve teknik, benim için ayrı kutuplar değil; aynı devrenin uçları.
Web projelerinde ise tasarımı ve kullanıcı deneyimini aynı masaya oturturum — ve aralarında köprü kurarım. Site sadece şık olacaksa, katalog basar geçersin. Ama dijital vitrin diyorsan, ışığını doğru ayarlayıp vitrini içeri davet eden bir sahneye çevirmek gerekir.
Benim işim, hem gezilesi hem de işlevsel dijital alanlar tasarlamak.
Tüm bu süreçlerde yalnız değildim. Uzun yıllardır farklı disiplinlerde ekipler yönettim. Her biri kendi alanında uzman, yaratıcı düşünen, çözüm odaklı insanlardı. Onlarla sadece projeler üretmedik, birlikte öğrendik, birlikte büyüdük.
İyi bir ekip sadece işi kolaylaştırmaz, vizyonu da genişletir. Bugün neyi daha hızlı çözüyor, hangi hatayı daha erken fark ediyorsam; o katkı, birlikte çalıştığım insanların bana kattığı değerin bir yansımasıdır.
Bugüne kadar kimi zaman gelenekten beslenen bir markanın toprak tonlarında yüzünü çizdim, kimi zaman tamamen dijital doğmuş bir markaya soğuk ekranlarda sıcak karakter kazandırdım. Ambalajdan web’e, reklam filminden sosyal medyaya kadar farklı sektörlerde, farklı ruh hâllerindeki markaları tasarımla konuşturdum.
Çünkü biliyorum ki;
Bir tasarım sadece görünmez, aynı zamanda hissedilir.
Bir marka sadece satmaz, aynı zamanda anlatır.
Ve tasarım dediğin şey bazen bir şakadır —
ama asla şakaya gelmez.
console.log( 'çizgi çizerim, hareket verir, sayfa kurar, sistem kurar, sunum yapar, anlatırım. Bir işi sadece “güzel” yapmak yetmez; anlamlı, etkili ve hatırlanır olması gerekir. İşte ben tam da bu noktada devreye girerim.' );